Türkiye’de kişiye özel mutfak ve mimari çözüm üreten 3 firmadan biri olan Albox, bu yıl yurtiçinde ve yurtdışında bayiliklerle büyüyecek.
1976 yılında Osman Sağlam tarafından kurulan, şu anda ise ikinci kuşak tarafından yönetilen Albox, mutfak ve mobilyanın kullanımını en işlevsel hale getirmek için üretim yapıyor. Markanın Yönetim Kurulu Başkanı Olgun Sağlam, aynı zamanda yaptıkları özel projeleri standart projelere de uygulayabildiklerini ifade ediyor. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde yeni bir tesis yapılanmasına gideceklerini açıklayan Sağlam, bu sayede üretim güçlerini en yüksek seviyeye çıkartacaklarını belirtti.
Öncelikle Albox markasının kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Albox, 1976’dan beri mobilya sektöründe olan ve kreasyonları ile Türkiye ve dünyadaki yüzlerce konut ve ailenin kalbinde duran bir markanın 3. kuşak hikâyesini anlatıyor. Şu anda üçüncü kuşakta olan markamız, bir sonraki kuşakla daha yenilikçi ve güçlü bir marka oluşturma çabası içerisinde. Albox, 1976 yılında Osman Sağlam tarafından kurulduğundan bugüne, yurtiçi ve yurtdışı pazarına en üst düzeyde tasarım ile kaliteli ürünleri sunuyor. Bu içeriğin temelinde, ürün, malzeme ve üretim sürecinin yeniliklere açık olarak sürdürülmesi yatmaktadır.
Biz aynı zamanda, ekonomik dönüşümün insanların yaşam biçimlerini değiştirdiği, mobilyaların rahatlık, refah ve zevkle ilgili olduğu bir dönemde ortaya çıkan bir markayız. Klasik mutfak, modüler mutfak ve tüm ahşap ev mobilyası gibi bir ürünün ve stilinin günlük hayatımızın birçok sosyal ve kültürel yönünü nasıl etkilediğini kanıtlayan bu değişimin liderlerinden birisiyiz.
Markalaşma süreciniz nasıl gelişti?
İlk olarak İstanbul’a taşındıktan sonra bir inşaatın altında markalaşma hikayemiz başladı. Daha sonraki süreçte aile şirketi olarak daha da büyüdük. Markamızın ismini oluştururken ihracat yaparken de işimizi kolaylaştıracak üniversal bir isim seçmek istedik. Sonuç olarak ise kırmızı ve kutu kelimelerini bir araya getirdik ve Albox ismi ortaya çıktı. Çıkış noktası olarak ise mekanların içerisine renk katmak olarak doğdu. Daha profesyonel manada markamız ortaya çıktığında farklı birimlerimiz de oluşmaya başladı. Bu işin başına yönetici olarak ben geçtim. Üretim müdürü kardeşim Fatih Sağlam ise üretimle ilgili bütün organizasyonları yürütüyor. Diğer bir kardeşim Planlama Müdürü Zikrullah Sağlam, bu işin planlamasını ve bütün organizasyonlardan sorumlu olarak görev yapıyor. Emre Sağlam ise şirketimizin marka yönetimini üstleniyor.
Üretim yapan bir firma iken, bu işi nasıl daha fazla geliştirebiliriz diye düşündük ve 2010 yılında bir mağaza açtık. 2011 yılında ise bir yurtdışı markasının bayisi olma teklifi geldi ve kabul ettik. Yaklaşık 4 yıl kadar bu markanın bayiliğini yaptık. Bu süre zarfında hem ürün geliştirme hem de tasarım anlamında kendimizi çok geliştirdik. Buradan öğrendiğimiz bilgiler Albox markasını geliştirmemizde bize büyük katkı sundu. Belli bir noktadan sonra daha üst segmentte nitelikli ürünler üretmeye başladık ve bununla birlikte markamızın daha doğru noktalara geldiğini gördük.
Müşterilerinize sunduğunuz çözümlerden bahseder misiniz?
Biz sadece mutfak üretmiyoruz. Bunun yanında mimari çözüm odaklı işler de yapıyoruz. Hem kendimizin hem de mimarlık ofisleri tarafından yapılan projelerin üretimini yapıyoruz. Şartlar değiştiği için bizler de bu şartlara ayak uydurduk. Teknik olarak mümkün olan şeyleri zaten uygulamaya çalışıyoruz. İhtiyaca göre alçalabilen veya yükselebilen ürünler markamızda var. Dolap içinden çıkan vagon sistemleri, 360° kullanılabilecek döner sistemli ürünler, dokunmatik olarak açılabilen kapaklar, ankastre cihazlar ekleyebileceğimiz ürünler, davlumbazın tezgah üzerinden hareket etmesini sağlayan sistemler şu anda ürettiğimiz bazı çözümler. Mutfak masası, aynı zamanda da ofis masası olarak kullanabileceğimiz çözümler bünyemizde mevcut. Kısacası her alana uygun çözümler üretiyoruz.
Özellikle bu kadar farklı ülkelere ihracat yapmak için ciddi bir üretim gücü gerekiyor. Sizin bu konudaki gücünüz nedir?
İstanbul Ataşehir’de bulunan fabrikamızda iki farklı üretim gerçekleştiriyoruz. İlk olarak babadan kalma dediğimiz atölyemiz var. Bunun yanında da endüstriyel makinelerimizin olduğu bir makine parkurumuz bulunuyor. Dönem dönem değişkenlik göstermekle birlikte ortalama 50 personelimiz burada çalışıyor. Yıllık 4000 adet mutfak ve banyo, 8000 civarında kapı üretimi yapabiliyoruz. Önümüzdeki dönemde yapacağımız çalışmalara göre bu üretim sayılarını artırmayı planlıyoruz. 3 yıl içerisinde 10 bin metrekarelik yeni bir üretim tesisine geçmeyi planlıyoruz.
Mutfakta gıda ile temas eden ürünler çok fazla. Bu konuyla alakalı özellikle nelere dikkat ediyorsunuz?
Örnek verecek olursak, anti bakteriyel ürünler zaten 10 yıldan beri hayatımızda var. Bunu bütün tezgahlarda kullanılıyoruz. Daha önceki üreticilerin tabiriyle laminant, bir kimyasal ile karşı karşıya kaldığında bozulma oranı çok fazla. Dolayısıyla bakterinin burada oluşmasına sebebiyet veriyor. Avrupa, bunu bizden daha fazla kullanıyor. Bunların önüne geçmek için doğru ürün kullanmamız gerekiyor. Çünkü kimyasallar, havayla veya suyla temas ettiğinde ortaya çıkabiliyor. Burada önemli olan kimyasalın reaksiyon göstermeyeceği ürünleri seçmeniz. Biz marka olarak bunlara çok dikkat ediyoruz. Hammadde konusunda çalıştığımız markalarla da bu konuda güvenilir, dikkatli ve nitelikli ürünler ürettikleri için çalışıyoruz.
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Kişiye özel üretim yapan üç firma sayarsanız bunlardan bir tanesi biziz. Özelini yapan standart olanı da yapabilir. Kişinin isteği ve arzusuna göre üretim yapan bir firma olarak bilinmek istiyoruz zaten. 2021 yılında sonuna kadar bayi sayımızı 5’e çıkartmayı planlıyoruz. Bunlar Ankara, Antalya, Bodrum, Karadeniz ve İç Anadolu’da olacak. Yurtdışında ise asıl pazarımız olan Avrupa ve Amerika’da büyümek istiyoruz. Şu an oralarda kabiliyetlerimizin %30’unu gösteriyoruz. Ama planladığımız, üretimimizin %60’ını ihracata ayırmak.