Anadolu kumaşlarına Anadolu kadını değdi

Posted by

Türkiye’nin ulusal kostümlerine FN imzası.

Yaptığı çalışmalar ile Anadolu topraklarından çıkan tasarımları tekrardan ilgililerine sunan Fırat Neziroğlu, Kainat ve Dünya Güzellik yarışmalarının yanı sıra Miss Supranational’a katılan yarışmacılarımızın kıyafetlerini tasarladı. Anadolu Tekstil Ağı çalışmalarına da devam eden tasarımcı, Anadolu’da dokunan kumaşların Çanakkale Nevruz köyü kadınları tarafından dokunduğunun altını çizdi.

Fırat Neziroğlu şimdilerde ne yapıyor?

Bahçeşehir Üniversitesi Kreatif Endüstriyel Araştırma Merkezi’nde göreve başladım. Burada tekstil ve moda teknolojileri alanında çalışmalar yapıyoruz. Diğer taraftan Bilişim Vadisi’nin giyilebilir teknolojiler danışmanlığını yürütüyorum. Artık burada sanatsal ve endüstriyel ürünlerimin prototiplerini yapıldığı bir atölyem var. Hemen yanında de bir sanat galerisi bulunuyor. Burada da yaptığım çalışmaları sergiliyorum. Anadolu tekstil ağını kuruyorum şu anda. Anadolu’da dokunan kumaşlar Çanakkale Nevruz köyü kadınlarına gidiyor ve orada giysi haline geliyorlar.

Türkiye bu konuda çok zengin bir coğrafya. Nerelerden kumaşlar var?

Zaten bütün hepsine bir anda ulaşmak mümkün değil. Zamanla zenginleşecek bir konu bu. Şuanda Tire, Zonguldak, Ankara, Bartın, İzmir, Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin, Antalya, Erzurum, Kastamonu ve dahası..

Sürekli devam edecek olan bu projede seni en heyecanlandıran hangisi veya hangileri?

Aslında heyecan kumaşın oluşumunda değil bitmiş halinde oluşuyor. Mesela Şile’de yine haşıl yapılıyor. Deniz suyu alınıyor ve içine un dökülüyor ve bir çorba yapılıyor. Sonra bunlar denizde yıkanıyor. Denizde yıkanınca Şile, normal suda yıkanınca Buldan bezi oluyor. Ama sadece Şile denizinin tuz oranı o bezin Şile bezi olmasına neden oluyor. Bu çok acayip bir şey. Çorum’da mesela farklı bir özelliği olan Kargı bezi dokunuyor. Şile bezi Türkiye’deki en ince pamuklu kumaştır. Ama Kargı bezi en parlak beyaz kumaştır. Çünkü hayvan tezeğinde yıkanıyor. Dolayısıyla beni heyecanlandıran şey yapılan ürünlerin bitmiş halleri. Bir ürünün ortaya çıkması o yörenin insanlarına, kültürüne ve iklime göre değişiyor. Sonuç olarak bu bitim işlemleri, birbirinden çok farklı ürünler ortaya çıkmasına neden oluyor. Ben şimdi her köşesi, her yöresi başka bir güzellik dolu olan bu ürünlerin hangisini birbirinden ayırabilirim?

Peki, sen bu ürünlere nasıl dokunuyorsun?

Kumaş olan saygımı herkes biliyor. Ben gittiğim yerlerde şöyle bir şey yapıyorum. Nereye gidersem gideyim tezgahlar hep iki çerçeveli ve iki ayaklı. Boyuna ya da enine çizgiler yapıyoruz ve her sırada açıp elle müdahale ederek desen oluşturabiliyoruz. Bunu biraz daha rahatlatmak için gittiğim yerlerde tezgahları dört ayağa çevirecek sistemler buluyorum. Dolayısıyla bu ayak sayısı hem kişiyi rahatlatıyor hem ipliklerin gerginliğini ve sürtünme mukavemetini azaltıyor. Kısacası hızlandırıyor.

Uluslararası yarışmalarda Türkiye’yi temsil eden yarışmacıların kıyafetlerini de tasarladın. Bunları tasarlarken nelere dikkat ettin?

Kainat ve Dünya Güzellik yarışmalarının yanı sıra Miss Supranational’da ülkemizi temsil eden kızlarımızın kıyafetlerini tasarladık. Bunu yaparken de farklı şeyler deneyelim dedik. Mesela Dünya Güzellik Yarışması’nda Türkiye’nin ulusal kostümünü hazırlarken Göbeklitepe’den eşinendi. Üzerinde Göbeklitepe’de bulunan motifler yer alıyor. Göbeklitepe’nin fotoğrafını bu kıyafetin yanına koyunca hem renk hem de desenli uyumunu çok rahatlıkla görebiliyorsunuz. Aynı zamanda bu kıyafeti tasarlarken tamamen geleneksel yöntemler kullandık. Burada tığ işi var, iğne oyası var, danteller, nakışlar, dokumalar… Hepsi Anadolu’nun çeşitli yörelerindeki işler.

Diğer bir kıyafeti ise kainat güzellik yarışmasında bizi temsil eden Cemrenaz için tasarladık. Biz de dedik ki madem kızımızın adı Cemrenaz, bu cemre havaya düşsün. O yüzden elbiseyi tasarlarken Anadolu kilim motiflerinde havadaki bereketi anlatan sembolleri kullandık. Ve bu sembolleri Anadolu kadınlarının dokuduğu gibi dokuyup kıyafete işledik.

Son olarak ise Polonya’da düzenlenen Miss Supranational yarışmacımızın kıyafetini tasarladık. Bu elbiseyi tasarlarken ise Kadeş Barış Antlaşması ile tarihteki ilk barış antlaşmasına mhrünü basan Hitit Kraliçesi Puduhepa teması üerinden yola çıktık. Onun kıyafetini yeniden yorumlayarak yarışmacımızı Polonya’ya bu güzel kıyafet ile yolladık.

 

Comments are closed.