Decovita’dan yatırım üzerine yatırım

Posted by

2015 yılında 40 milyon Euro’luk bir yatırım ile ithalattan üretici firma konumuna geçen Decovita, 2018 yılında kapasitesini iki buçuk kat daha artıracak.

İnşaat sektörünün en önemli aktörlerinden biri olan Makro İnşaat, 2014 yılından itibaren Türkiye’de ve uluslararası arenada gayrimenkul alanında birçok projeye imza attı. 3 milyon metrekare üzerinde bir üretim tesisine geçen marka, inşaat sektöründe çok sık kullandığı ürünlerden biri olan seramik alanında kaliteli ürün bulmak konusunda sıkıntı yaşayınca üretime yöneldi. 2015 yılında başladığı seramik üretimine kısa sürede binlerce ürün kazandıran marka, uluslararası arenada da Türkiye’nin bu alandaki yüzü olacak. Dünyanın birçok yerindeki eşsiz doğal taşları seramikle buluşturarak 3000’in üzerinde doku ve desen çeşidini mimariye taşıyan marka yeni yılda da yatırımlarına hız kesmeden devam edecek. Şu anda 1861 adet farklı ürün ortaya çıkarttıklarını söyleyen Decovita Seramik Kurucu Ortağı Ercan Uyan, bir mimarın Decovita’da istediği desen ve renkte ürün bulamama olasılığının olmadığını söyleyerek bu konudaki iddialarını belirtti. 2018 yılında üretimi iki buçuk kat daha arttıracaklarını sözlerine ekleyen Uyan, A’dan Z’ye Decovita markası ile alakalı her şeyi anlattı.

Öncelikle sizi seramik üretimine yönelten faktörler nelerdi?

Seramiğin kalitesini gösteren en önemli unsurlardan biri kalibrasyondur. Almış olduğumuz ürünler farklı partilerde, farklı üretimlerde ve farklı ölçüde gelebiliyordu. Bu tarz farklı ebatlama gerek işçiliği gerekse kaliteyi bozabiliyor. Çeşitlilik noktasında da çok fazla alternatif yoktu. Trend olan 20-25 ürüne ancak ulaşılabiliyordu. Türkiye’de seramik sektöründe çeşitlilik olarak firmalar yıllık 80 ila 100 çeşit ürün belirliyor. Bunun içerisinde zaman zaman mimarlık tarafında konsepte uygun ürün bulmak zor olabiliyordu. Herhangi bir dönemde yapmış olduğumuz konut projesinde ileride bir tamirat ve tadilat olması durumunda fabrikadan tekrar aynı ürünü bulmak konusunda zorlanabiliyorduk. Bulduğumuzda da ürünler arası tonlama farkı ortaya çıkıyordu. Bu durumda da müşteriden şikayet alıyorduk. Bunlar bizim başlıca seramik üretimine girmemize sebep olan unsurlar.

Ercan Uyan “Kâr zamanı değil, arz zamanı”

Krizin hissedildiği bir zamanda seramik için büyük bir yatırım yaptınız. Bir sanayici için bu ciddi bir karar. Bu kararı almanızda önemli bir sebep var mı?

Türkiye ekonomisinin hafif daralmaya başladığı bir dönemde; biraz da milli duygularla hareket ederek, üretebiliyorsak üretelim düşüncesiyle böyle bir yolculuğa çıktık. Bu süreçte de, darbe teşebbüsünün olduğu zamanlarda da ekonomik anlamda hiçbir tereddüt ve sıkıntı yaşamadık. Ticarette karlılık her zaman önemli değildir. “Kâr zamanı değil, arz zamanı” diye bir terim var, bazı zamanlarda bu durum geçerlidir. Ülke ekonomisi için ne yapılması gerekiyorsa, gerekli fedakârlıkları yaparak üretime yöneldik.

Peki, üretime başlamadan önce nasıl bir fizibilite çalışması yaptınız?

Öncesinde seramiğin dünyadaki üretim konumu, kapasitesi, tüketimi gibi tüm detayları titizlikle araştırdık. Üretim kalitesi ve tekniğini en iyi şekilde nasıl yapabiliriz üzerinde kafa yorduk. Üretimin ve tasarımın merkezlerinden olan İtalya’da bir şirket ile görüştük. Bu şirket bizim seramik üretiminde kullanacağımız fırınları üretiyordu. Biz işin üretim tarafında kullanılacak bu fırınların katmanlarının nasıl olması gerektiği yönünde firmaya önemli yönlendirmeler yaptık. Kısacası nasıl bir şey istediğimizi anlattık. Yapılan her şeyde amaç mükemmeli yakalamaktı. Belirlenen standartları ve hayalimizdekini yakalamak konusunda çok emek verdik ve bugün hayalimizdeki gibi, standartlara uygun üretim yapıyoruz. İşin başlangıcından fabrikanın kurulumu ve sonrasına kadar tüm süreç profesyonellikle devam etti. Bu işte standartları yakalamak kolay değil. Çok ince bir işçilik ve titizlik gerektiriyor. Bizim bu titizliğimiz, hedeflerimizin üzerinde bir kalite yakalamamızı sağladı. Fabrikayı 2015 yılında açmamıza rağmen lansmanı bir yıl sonra yaptık. Çünkü biz ürettiğimiz ürünlerle herkesin karşısına çıkmak istedik. “Üreteceğiz” değil, “Ürettik” dedik. Bununla da yetinmedik ve 1861 desen ile işe başladık. Hiçbir rakibimizin kolay yakalayabileceği ve inanabileceği bir rakam değildi bu. Tüm bu desenlerin hepsini internet sayfamızda sergiledik ve “İstediğiniz ürünü beğenin, gönderelim” dedik. Böylece, çeşitliliğin az olduğu bir sektörde bu anlamda oldukça iddialı bir giriş yaptık.

Ercan Uyan: “Bir mimarın Decovita’da istediği desen ve renkte ürün bulamama olasılığı yok.”

Dünyanın çeşitli bölgelerinden çıkan doğal taş madenlerinden üretim yapıyorsunuz. Bunu seçmenizdeki amaç neydi?

Doğadaki güzelliklerin orijinal renklerini hiçbir ressam tuval üzerinde bire bir gösteremiyor. Bu nedenle tercihimiz doğal taşlardan yana oldu. Bu taşlardaki doğallık, geçişler ve desenlerin uyumu, insana farklı bir dinginlik ve his veriyor. Dünyanın birçok farklı yerinde birbirinden farklı ve eşsiz doğal taşlar var. Bunun üzerine özel araştırmalar yaptık. Dizayn laboratuvarlarımızda bununla ilgili çeşitlemeler yaptık. Doğal taşla da sınırlı kalmadık, ahşabı da işin içine kattık. Yine dünyanın farklı bölgelerinde birbirinden farklı ağaç türleri, renkleri var. Zengin bir ürün gamı oluşturduk, koleksiyonlarımızda mozaik desene ve metalik etkilere de yer verdik. Bir mimarın Decovita’da istediği desen ve renkte ürün bulamama olasılığı yok. Her desen ve dokunun farklı reçetesi var. Yani hepsi farklı pişirme teknikleri ile oluşturuluyor. Desen uyumu ve yüzeydeki yumuşaklık, girinti ve çıkıntıları da bu konuda oldukça önemlidir. İşin özü 1861 tane desen değil, 1861 tane ürün geliştirdik. Sıfır hata olsun istedik. Bu üretimde imkansız bir şeydir. Tedarik ettiğimiz fırın üreticisini yönlendirmemiz ve bununla ilgili hesaplamalar yapmamız sayesinde fabrikada sıfır hataya yakın ürünler üretiliyor. Biz müşterilerimize 1 mm derz garantisi de veriyoruz. Buradaki amacımız kalibrasyondaki iddiamızı ortaya koymaktır.

Üretimde dikkat ettiğiniz unsurlar nelerdir? Hedeflerinizden bahseder misiniz?

Avrupa’da ihracattaki en büyük kozumuz desen çeşitliliği ve kalibrasyondur. Avrupa bu iki hususta da oldukça hassas davranır. Tüm ürünlerimiz niş pazarlar da olmak üzere dünyanın birçok yerinde hızla dikkat çekiyor. Türkiye’de seramik denildiğinde üretim kapasitesi oldukça fazladır. Ülkemiz yıllık 400 milyon metrekare üretim kapasitesine sahipken tüketim ise yılda yaklaşık olarak 250 milyon civarındadır. Türkiye’de üretim kapasitesi ve tekniği bakımından teknolojiye çok ayak uydurulamadığını görüyoruz. Üretmiş olduğumuz porselen garantili seramik oldukça ilgi gören ve bu anlamda Türkiye’de çok fazla üretilmeyen bir üründür. Bu ürünle alakalı iç pazarda ciddi bir talep ile karşılaştık. 81 vilayetin tamamında bayi yapılanmamızı oluşturduk. Zengin ürün portföyü olduğu için bayilerimiz müşterilerine istedikleri ürünleri kolaylıkla sunabiliyorlar. Ürünlerin kalitesine yönelik olumlu geri bildirimler aldıklarını duyuyoruz. Bu anlamda iç pazardaki hedeflerimize hızla ulaştık. Bizim asıl hedefimiz ise ihracat anlamında ülkemizde değer oluşturmaktır. Satış stratejimizi yüzde 50 iç pazar, yüzde 50 ihracat olarak dengelemeyi planlıyoruz. Yurt dışı pazarında ciddi bir kalite kriteri var. Almanya’ya bir ürün satabilmeniz için onların belirlemiş olduğu kalite kriterlerini belgelemek zorundasınız. Bu anlamda bugüne kadar herhangi bir sorun yaşamadık. Hedeflerimize doğru hızla yürüyoruz. Şu anda yaşadığımız tek sıkıntı mevcut talebi karşılama noktasında.

Peki, bu yatırımın üzerine başka bir yatırım daha yapacak mısınız?

Cumhurbaşkanımızın zamanında yapmış olduğu istihdam çağrısına hem Makro İnşaat hem de Decovita olarak ilk kulak veren firmalardan biriyiz. Decovita olarak normalde hedeflediğimiz ikinci yatırım olan kapasite artırımını bu yıl itibariyle gündemimize aldık. Fabrika ile ilgili ilave ekipman bağlantılarımızın büyük bir kısmını anlaştık. 2018 yılının ikinci çeyreğinde fabrikanın kapasitesini iki buçuk katına çıkartmayı hedefliyoruz. Burada ciddi bir istihdam oluşturarak, şu anki taleplere ve planlanan ihracat rakamlarına ulaşacağız. Daha sonra oluşacak talebi karşılayabilmek adına da bu yatırımı yapıyoruz. Çünkü ülke olarak ekonomik yönden rahatlamaya başladık.

Çok titiz ve düzenli bir üretim anlayışına sahip olduğunuzu söylediniz. Bu özelliğiniz ile başka firma ve markalar adına da üretim yapmayı düşünüyor musunuz?

Milliyetçi ve vatansever duygularımızla fason üretime karşıyız. Birçok firmanın sıcak baktığı fason üretim teklifi bize geldiğinde bu sebeple reddettik. Dolayısıyla fason üretime hayır dedik ve dünyanın dört bir yanında ürünlerimizi kendimiz tanıtıyoruz. Bu anlamda önümüzdeki yıl itibarıyla uluslararası fuarlara da katılım sağlamaya başlayacağız. Decovita’nın dünyanın en seçkin firmaları arasında yer alması en büyük hedefimizdir.

Bu kadar çeşit arasına yenileri girecek mi? Bununla alakalı yaptığınız çalışmalar var mı?

Dünyada en fazla desen üreten markayız ve mevcutta 3 binin üzerinde ürüne sahibiz. Çok desen eklemek adına verimi düşürmek niyetinde değiliz, Ar-Ge ve Ür-Ge ekibimiz içerisinde özel mimari tasarım kadromuz var. Bu kadro dünyayı dolaşarak farklı motivasyonlarla desen geliştiriyor. Önümüzdeki yıl desen çeşitliliğine Türkiye’de ağırlık vermek istiyoruz. Mesela Urfa’daki bir mimar arkadaşımızla Urfa yöresindeki doğal taşlarla bir dış cephe kaplaması yapılabilir. Patenti tamamen ona ait olacak ve o mimara üründen pay da vereceğiz. Hem mimarlarımıza maddi destek olacağız hem de o taşın dünyada trend olması için çalışacağız. Çünkü doğal taşı ebatlamak ve dünya pazarına çıkacak miktarda üretmek çok zor. Decovita porselen ve seramik olarak biz dünyadaki bütün üreticilere kalibrasyon ve çeşitlilik olarak rakibiz. Seramikte en beyaz ve en siyahı yakalamak zordur. Seramik içerisindeki üretim tekniklerini bilenler bu iddialarımızı çok iyi anlar. Dünyada binlerce seramik fabrikası var. Beyazlık ölçümünde %95’in üzerinde bir beyazlık yakaladık ki, şimdiye kadar yakalanmış en yüksek beyazlık %88’di. Biz her ebatta seramik üretiyoruz. Fakat asıl derdimiz üretim tekniğimiz, kalitemiz ve renk çeşitliliğimizle tüketicinin aradığını sunmak. Ülkemize güveniyor ve yarınlarına inanıyoruz. Dünyanın en iyi markaları arasında yer almak adına da hızlı adımlarla ilerliyoruz.

 

#Decovita, #tasarım, #röportaj, #ErcanUyar

 

Comments are closed.