Mezo Digital, dijital varlık yönetiminde markalarına etkili bir strateji sunuyor.
Dijitalin son zamanlarda hayatımızın merkezine yerleşmesiyle alışkanlıklarda değişti. Bunların başında ise hiç şüphesiz internet üzerinden yapılan alışverişler yer alıyor. Özellikle son 1 yıllık süreçte patlama yapan bu platformla alakalı markaların nasıl bir strateji izlemesi gerektiğini işin uzmanına sorduk. Mezo Digital Yönetim Kurulu Başkanı ve Dijital İletişim Uzmanı Dr. Nabat Garakhanova, markaların dijital varlıkları nasıl yönetmesi ve bunları yönetirken nelere dikkat etmeleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Mezo Digital’i nasıl kurmaya karar verdiniz? Nasıl gelişti bu süreç?
Bir marka ismi hem jeneri, hem akılda kalabilen hem telaffuzu kolay hem de universal olmalı. Bir Mardin seyahatinde bu ismi buldum. Çünkü oraların adı Mezopotamya ve medeniyetin başladığı yer. Madem medeniyet Mezopotamya’dan geliyor, dijitalin medeniyeti de Mezo’dan gelsin diyerek bu ismi koydum.
Mezo Digital ile bizim ağırlıklı çalışmalarımız daha çok kurumlara ve büyük şirketlere oluyor. Çalışmalarımızın tamamı 3 temele dayanıyor; algı, itibar ve topluluk yönetimi. Biz dijital olarak stratejileri kuruyoruz, uyguluyoruz yani en basiti bir fotoğrafta bir kelimenin ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Dijitalde dengeleri kurarak doğru iletişim kurmaya çalışıyoruz. Dijital çok önemli bir iletişim aracı; ama maalesef çöpe çevrildi. Herkes her şeyi yazıyor, herkesi yargılıyor.
Mezo Digital olarak neler yapıyorsunuz?
Öncelikle bize birileri geldiğinde biz o kurumu, şirketi veya şahsı hissetmiyorsak birlikte çalışmayı kabul etmiyoruz. Çünkü inanmamız ve güvenmemiz gerekiyor. Temelini ve imzamızı attığımız işlerin iyi çıkmasını istiyoruz. Sosyal medya yönetimi ve dijital PR yapıyoruz. Sadece dijital üzerinde de strateji kurmuyoruz; aynı zamanda online’dan offline’a, offline’dan online’a iletişim kurguluyoruz. Bizim spesifik işimiz tamamıyla işimizin stratejisi, onun yönetimi ve üzerine projeler çıkarmak. Mesela bir markanın logosunu tasarlamak bizim işimiz değil ama yeni çıkacak bir ürünün dijitalde nasıl doğru iletişiminin yapılacağı nasıl iletişiminin kurgulanacağı bizim işimiz. Şu anda Mezo Digital, Mezo Akademi ve Mezo Tekno olmak üzere üçayak üzerinde bir yapılanmamız bulunuyor.
Mezo Akademi ve Mezo Tekno hakkında da bilgi verir misiniz?
Daha sonra kademeli olarak Mezo Akademi’yi açtık. Nereye gidersek gidelim dijitali tam anlamıyla anlatamıyorduk. Bunu markalara daha iyi anlatabilmek için Mezo Akademi’yi kurduk. Dijital pazarlama, sosyal medya, medya planlama & satın alma konularında verdiğimiz eğitimlerle markaları daha yükseğe taşıyoruz. Stratejik ve kreatif yaklaşımımızla, markaların ihtiyaçları doğrultusunda eğitim vererek onlara destek oluyoruz. Aynı zamanda markaların dijital olarak konumlandırılmasına yardımcı oluyoruz.
Mezo Dijital’de, çok geniş bir yelpazede kreatif ve stratejik hizmetler sunuyoruz. İster web tasarım ister dijital planlama ister sosyal medya olsun, markaların doğru stratejiyi bulmasına yardımcı oluyoruz. Yüksek kalite ve hizmet sayesinde, markanızın hedefine ne pahasına olursa olsun erişiyoruz. Doğru kanal ve platformları etkili bir biçimde kullanarak, hedef kitleyle markaların iletişim kurmalarına yardımcı oluyoruz.
Dijitalde çözülemeyen en problemli şey duygu. Dolayısıyla başarı, duyguyu anlatabildiğin kadar var. Bizde markalara sizi en iyi siz anlatabilirsiniz diyerek onlara teknik eğitimler veriyoruz. Konusunda uzman, hem pratikte bu işi yapan hem de eğitimlerini veren kişiler tarafından bu eğitimler veriliyor.
Bu eğitimler sadece pazarlama ile alakalı mı?
Örnek olarak vermek gerekirse, 2021 yılında verdiğimiz eğitimler siber güvenlikle alakalı. Çünkü şu anda gerçekten bana çok büyük ihtiyaç var. Sosyal mühendislik dediğimiz bir eğitim de var. Bu aslında siber güvenlik ile alakalı ama herkesin anlayabileceği versiyonları var. Dijital pazarlamacının veya sıradan bir vatandaşın farklı uygulaması ve öğrenmesi gereken bir konu bu. Dolayısıyla bunları daha spesifik hale getirerek eğitimler kurguladık. Markaların dijitalde uygulanan kanunlarla alakalı nasıl hareket edilmesi gerektiği ile ilgili eğitimler verdik. Bu ve daha farklı alanlarda markalarımızla birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Biz konumuz olmayan hiçbir işe girmiyoruz. Çünkü biz bir ekosistem kurguladık. Türkiye’de konusunda en uzmanlarla çalışıyoruz.
Özellikle pandemi süreci ile oldukça talep gören E-Ticaret ile alakalı neler söylemek istersiniz? Markalara siz ne gibi kolaylıklar sunuyorsunuz?
E-Ticaret ile alakalı, konuyu doğru kurgulamak üzere hazır paketler üzerinden veya markalara uygun paketler sunarak, onların doğru noktayı seçmesini sağlıyoruz. Bu, kapasite ile alakalı bir durum. Bazı markaların tek bir ürünü oluyor ve bu ürünü internet üzerinden satmak istiyor. Bu tarz markaların internet satışı için büyük yatırımlar yapması gerek yok. Bunun yerine sitelerinde yapacakları ufak değişikliklerle buradan ürünlerini satabilirler. Biz, bu ürünün de satmasını sağlayan bir sistemle markalara yardımcı olabiliyoruz. Aynı zamanda markaların pazar yerlerindeki doğru strateji kurgulamasını da sağlıyoruz. Bunların hepsi farklı stratejiler.
Son dönemde birçok yeni kelime hayatımıza girdi. Aslında bunlar aşağı yukarı aynı şeyler. Hepsine topluca MES Ticaret diyoruz. Yani mobil ticaret, E-Ticaret ve sosyal medya ticareti üçlemesi. Dijital varlıkları doğru kullanarak ürününüzü dünyada kolayca tanıtabilirsiniz. Bir örnek verecek olursak önceden yurtdışından gelen turistlere Kapalıçarşı’daki halıları satıyorduk. Aynı zamanda büyük sanayiciler ihracat yapıyorlardı. Şimdi ise MES ticaret ile Türkiye’nin herhangi bir yerinde üretilen bir halı, dünyanın herhangi bir yerine çok rahatlıkla satılabiliyor. Bunun için dijital varlıkları doğru şekilde kullanarak bir sistem oluşturmak gerekiyor.
Peki, büyük yatırımlar yapamayacak markalar ne yapmalı?
Biz bu konuyla alakalı markaları pazar yerlerinde olmaları gerektiğini öneriyoruz. Çünkü orada oturmuş bir sistem var. Sizden satmak istediğiniz ürünlerle alakalı isteklerde bulunuyorlar. Eğer o istekleri yerine getirmezseniz, ürünleri kabul etmiyorlar. Dolayısıyla bu tarz yerlere girerken markalar, komisyonların yüksek olmasıyla ilgilenmemeli. Bundan ziyade bu tarz pazar yerlerini kendi E-Ticaret siteleri için bir basamak olarak görmeliler. Bunları yerine getirdikten ve bu konuda tecrübe edindikten sonra dijital pazarlamada dijital varlıkları kullanarak daha iyi ve verimli bir E-Ticaret markası haline gelinebilir.
Markalar bunları yaparken nelere dikkat etmeli?
Şu anda bizim karşılaştığımız en büyük problem, doğru konumlandırılmayan şirket ve markalar. Öncelikle marka doğru anlatılmalı. Benim internet sitemde ürettiğim halı, ipekse ipek, polyester ise polyester olarak yazmalı. Çünkü dijital dünya, bilgi ve sunumu birlikte görmek istiyor. Sen eğer müşterilerine ürettiğin ürünü üç boyutlu olarak gösterebilirsen, farklı olursun. Dolayısıyla ürünü ve markanı iyi anlatmak çok önemli.
Daha sonra güvenli bir şirket olduğunu anlatması lazım. İnternet sitesindeki adresler ve telefon numaraları gibi küçük detaylar bile çok önemli. SSL gibi internet sitelerine verilen çok uygun güvenlik sertifikası var. Bunun olması, siteye gelen müşteri için çok önemli. Bunun yanında 3D secure olmazsa olmazımız. Müşterinin karşısına ikili doğrulama ile çıktığınız zaman otomatik olarak bu iş ile alakalı Ar-Ge ve yatırım yaptığınızı hissediyor. Bu peki bir marka için neden önemli? Çünkü dijitalde dakikalarla değil, mili saniyelerle savaşıyoruz. İnsanlar ortalama 50 milisaniye içerisinde karar veriyor ve bu süre gerçekten çok kısa. O yüzden ufak görünen ama etkili olan bu konularda markaların kendilerini kısa sürede müşterilere çok iyi anlatmaları gerekiyor.