Özgün tasarımlarla Türk halısı mirası dünyaya tanıtılıyor

Posted by

halıHalı tasarımları ‘İstanbul Halı Haftası’nda boy gösterdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin de içinde bulunduğu Dış Ticaret Kompleksi’nde İHİB tarafından 06 – 08 Ekim tarihleri arasında ‘İstanbul Uluslararası Halı Konferansı’na imza atıldı. Bu kapsamda yurtdışı ve yurtiçinden halı sektöründen 300’ün üzerinde isim ağırlandı. İstanbul Halı Haftası (İstanbul Carpet Week) dünyanın birçok ülkesinden 100’ e yakın halı ithalatçısına ev sahipliği yaptı.

Bu konferansla, Türk Halısı markasını ve mirasını dünyaya yeniden duyurmak felsefesiyle yola çıkıldı. İstanbul Uluslararası Halı Konferans’ında, Hereke Halıları alanında uzman ve Beykent Üniversitesi Güzel Sanatları Fakültesi, Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Hamdi Ünal, Çağdaş Halı Tasarımcısı ve aynı zaman Toronto’da Creative Matters şirketinin kurucusu Carol Sebert, Tansilvanya halıları ile ilgili bir kitabı bulunan Yazar Stefano Ionescu, İslami Sanatlar Doktoru ve Beyrut Amerikan Üniversitesi Sanat Tarihi Okutmanı Hadi Maktabi, Hannover ve Domotex fuarlarında ödüller kazanan, Amerika’nın tanınmış halı toptancılarından ve ünlü bir Türk Halı Tasarımcısı olan Erbil Tezcan, Geleneksel dokuma alanında çalışmaları bulunan Udo Hirsch ve Amerika Halı Perakendecileri Briliği eski Başkanı Rob Leahy konuşma yaptı.

Türk tarihinin ve kültürünün hayat bulduğu ‘Türk halısı’ mirasına sahip çıkmak ve bu zanaatı hak ettiği yere taşıyabilmek ve modern tasarımları en iyi şekilde entegre edebilmek için İHİB , sektörün geleceğine ışık tutacak çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Düzenlenen İstanbul Halı Haftası da bu bağlamda öncü bir hareket konferansdiyebiliriz. Dünyanın birçok farklı noktasında aynı mesleği yapan değerli firmaları, yerli ve yabancı tasarımcıları, akademisyenleri ve sektör temsilcileirni aynı platformda buluşturan İHİB, bu organizasyonla katılımcıları halı tarihinde ve tasarımda keyifli bir serüvene çıkardı.

Ünlü  akademisyen, Profesör Dr. Hamdi Ünal uzun yıllar uğraş verdiği ve uzmanlaştığı Hereke halıları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Stefano Ionescu uzun süredir incelediği, eserler yazdığı, uluslararası birçok sergi ve faaliyetler düzenlediği, sayesinde ödüller aldığı, Transilvanya kiliselerini süsleyen,  Batı Anadolu kökenli Osmanlı dönemine ait halılarla ilgili tutkusunu katılımcılarla paylaştı.

Köklü bir aile geleneği olan, halıcılığı akademik kariyeriyle taçlandıran Hadi Maktabi, Anadolu dokuma kültürüyle içiçe girmiş ve karşılıklı göçler sayesinde birbirini etkilemiş İran’nın Azerbaycan bölgesindeki halıları katılımcılara anlattı.

Rob Leahy uzun süredir Amerika’nın önde gelen halıcı kuruluşlarından ORRA’nın başkanlığını yaptı. Amerikan halı pazarının beklentileri ve halı üretiminin gerçekleştiği ülkeler arasındaki ilişkileri ve tezatlıkları irdeledi.

Bir yandan dünyanın bir ucu Toronto’da Gucci, Tom ford ve Dior gibi pek çok dünya markasına tasarladığı halılar ve sanat tutkusu ile adından söz ettiren Carol Sebert’ın tasarım sürecinde yaşadığı heyecana ortak olurken diğer yandan Hannover ve Domotex fuarlarında aldığı tasarım ödülleri ile adını Türkiye’den dünyaya duyuran Erbil Tezcan’ın başarılı hayat öyküsüne ortak olduk.

Yine aynı gün, 50’ ye yakın yerli firmayla 100’ e yakın yabancı firma Dış Ticaret Kompleksi binasında ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

Tüm bunların amacı Türk Halısı ve Türk Tasarımcıların Dünya halı sektöründe hak ettiği yeri bulması için etkili bir adım atmak ve sektörün özgün yerli tasarımcılarla buluşmasına zemin hazırlamaktı.

“Yetenekli tasarımcıları sektöre kazandırıyoruz”

Bu güzel organizasyonun sahibi İHİB Başkanı Uğur Uysal,  İstanbul Halı Haftası ve 10. Halı Tasarım Yarışmasının çıkış noktasını anlattı; “Bu yarışmayı hayata geçirmeden önce sektörde tasarımcı ve tasarım ayrımı yoktu. Geçen 10 yılla beraber yapılan etkinlikler ve çalışmalarla artık Tasarımcı kimliğini sektöre yerleştirdik. Türk Halısı dünyada rüştünü ispatlamış, bilinen bir marka ve geçmişten bize kalan en güzel miras.  Bundan 10 sene önce el halısında beklenin aksine altın çağımızın sonuna gelmiş, makine halısında ise emeklemeye yeni başlamıştık. Makine halısında o zaman ihracatımız 200 milyon dolarken 10 yılda 2,5 milyar dolara yakın bir sonuç elde ettik. 10 yılda 10’a katlarken, piyasalarda ve tüketici taleplerinde birçok değişiklikler oldu. Bunlara adapte olabilmek için firmalarımızın tasarımcılara ihtiyacı vardı. Üniversitelerimizin Güzel Sanatlar Fakülteleri’nde birçok tasarımcı yetişiyordu ancak sektöre kanalize olma noktasında sıkıntı yaşanıyordu. Biz her yıl 10 tasarımcıyı ödüllendiriyoruz. Hedefimiz 10 yıl da 10 tane Türk tasarımcıyı dünya çapında duyurmak ve sektöre adapte edebilmekti. Bu yarışmalar sonucunda yarışmamızda finale kalan tasarımcılardan 30’un üzerinde tasarımcımız yüksek maaşlarda ve iyi şartlar altında halı firmalarımızda görev almaktadır. Bu hayal ettiğimizden de yüksek ve gurur verici”

Üniversitelerin halı, tekstil tasarım ve dokuma bölümlerinde okuyan öğrencilerin sektöre ilgi duymaya başladıklarını ifade eden Uysal, makine halısı 10 yılda katlanarak büyüdüğü için özellikle bu alana çok ihtiyaç olduğunu ifade etti.

“Farklı tasarımlarla dünyada Türk halısı rüzgarı esmeli!”

Hayat rekabetinden kurtulmak için ve katma değerli ürünler ortaya çıkarabilmek için sektördeki her firmanın tasarımcılara ihtiyacı olduğunun altını çizen Uysal, bu anlamda bu adımın kendileri için önemli olduğunu belirtti.

Dünyanın dikkatini tekrar İstanbul’a çekerek burayı merkez yapmak için önemli adımlar attıklarını söyleyen Uysal, “Üzerinde oturduğumuz Türk halısı mirasının artık geliştirilmesi lazım. Bu anlamda insanları tekrar buraya çekmeyi de başardık. İstanbul Halı Haftası için ağırlıklı olarak Amerika ve Kanada’dan olmak üzere 100’e yakın yabancı halı firmasını İstanbul’a getirdik. Gelen misafirler, konferansın ardından Türk halı firmaları ile Bb2B görüşmeler yapacak. Bu vesile ile ticaretin canlanmasını, Türk halı sektörünün tekrar dünya gündemine girmesini ve faydalı antlaşmalara imza atılmasını umuyoruz. Biz sadece Türk halısı mirasıyla var olmuyoruz. Biz sadece dünyanın en büyük halı makinesi üreticisi değiliz. Büyük olmak miktar anlamında yeterli değil. Bu ülkeye katma değer oluşturabilmek için bu tarz etkinlikler, çalışmalar yapmaya mecburuz. Çünkü maalesef makinesinden hammaddesine kadar tamamen ithalata dayalı bir sektörün bu ülkeye gerçek manada katma değer katabilmesi için, ürün çeşitliliğini arttırmalı, yerli tasarımcılarımızın desteğiyle ar-ge çalışmalarına ağırlık vermeli ve farklı tasarımlarla yola çıkmamız lazım” dedi.

Aynı durumun el halısı alanında da yaşandığını ve zenginleşen bir ülke olmamıza rağmen yerli üretim yapılmadığını ifade eden Uğur Uysal, “Yeterli düzeyde yerli imalat faaliyeti yok. Bu sorunu, yerli tasarımcıların desteği ile yerli halı firmalarımızın gelir seviyesi düşük ülkelerde imalat yaptırarak Türkiye üzerinden ihracat yapmalarıyla aşabiliriz. Bu konuya dikkat çekmek istiyoruz. Amacımız Türk halısı üzerine Türk Tasarımını da ekleyip tekrar tüm gözleri Türkiye’ye ve İstanbul’a çekmek ve halı ticaretinde burayı merkez yapabilmek” şeklinde konuştu.

Halıkent, İstanbul’u Avrupa ve Orta Doğu’nun halı ticaret merkezi haline getirmeye hazırlanıyor. Projenin içerisinde bulunduğu süreci ve detayları İHİB Başkanı Uğur Uysal’dan dinledik; “İmalatçısından toptancısına tüm halı ticaretini aynı yerde toplayacak bir merkez inşa edilecek. Mobilyacıların Masko ve Modoko ile yıllar önce yaptığı kümelenmeyi biz de halıcılar olarak daha fazla gecikmeden yapmak istiyoruz. Bu konuda ilçe belediyeleri ve Toki ile görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca projemizin finansmanı ve inşaatı için şimdiden birçok büyük şirket ve holdingler talip. Umuyoruz ki, 6 ay içinde İstanbul sınırları içerisinde yerimizi belirlemiş ve projemizi tüm halı sektörüne duyurmuş olacağız.”

#Özgün #tasarım #Türkhalısı #halı #İstanbulHalıHaftası #Halıtasarımları #İstanbulUluslararasıHalıKonferansı

Comments are closed.