Posted by

Dünyanın bilinen en eski halısı bir Türk’ün mezarından çıkmış. Dolayısıyla göğsümüzü gere gere söyleyebiliriz ki, bizim öz ve ana sanatımızdır halı. Tarih boyunca filmlere, ressamların tablolarına, şarkılara ve türkülere… Birçok yerde görür, okur ve duyarız Türk halısının dillere destan güzelliğini. Anadolu’da kızlar çeyizlerine halı örmeye küçük yaşta başlarmış. Kader mahkumları mahpushanelerde halı örermiş. Anlat anlat bitmez. Ne deseninin anlamı anlatmakla biter, ne de ipliğin rengi yıllar geçse de solar.

Yıllar ilerledikçe halının hayatımızdaki yerinin değişimi, teknolojinin gelişmesiyle her şeyi çok çabuk tüketir olmamızdan o da nasibini aldı tabi. Mesela yeni nesil bilmiyor bu sanatları. Sadece halı değil; unutulmaya yüz tutmuş diğer Türk sanatları için de geçerli bu. Gelecek nesillerin belki de haberi bile olmayacak bu zenginliklerden. İnsanların bilmediği bir şeye değer vermesi de haliyle beklenemez. El halısının şuanda üretimin azalmasının sebebi çok. Yapımının uzun sürmesi ve maliyetli olması başta olmak üzere, diğer sebeplerini konunun bizzat muhataplarına sorduk.

Muzaffer Akçay – Fatih Halı&Kilim

Sektör olarak Pakistan, Hindistan ve son zamanlarda özellikle Fas, bizim önümüze geçmeye başladı. Bu böyle bir duruma geldiyse, el halıcıları olarak oturup bir düşünmeliyiz. Burada tanıtım, vizyon ve birçok konuda eksiklikler var. Özellikle pandemi sonrasında bizim marka olarak sattığımız 100 halının 90 tanesi makina halısı. Hem firma olarak bizim, hem de sektör temsilcilerinin üzerine düşeni yaptığını düşünmüyorum. Bir an önce bu konuyla alakalı önlem alınmalı ve bu sanatımızı yeniden eski gücüne kavuşturmalıyız.

 

 

Hasan Uludağ – Uludağ Halı&Kilim

Son zamanlarda el halısı satışları gerçekten çok düştü. Makine halıları el halılarının yerini aldı. Modanın hızlı değişmesi, klasik desenlerin çok rağbet görmesi bunu etkileyen en önemli unsurların başında geliyor. Bab-ı Ali zaten halı ve kilim denince akla gelen yerlerden. Ama çarşıya çıkın kimsede iş yok. Bunda birçok etken var. Halı ve kilimler artık dekoratif ürün haline geldi. Şimdiki nesil de halının nasıl dokunduğunu bilmiyor. Bizim nesil, halı dokumanın ne kadar zor olduğunu bilir ve ona göre değer verirdi. Şimdikiler bilgi sahibi olmadığı bir konuya tabi ki değer de vermiyorlar. 2010 yılına kadar el emeği göz nuru, atadan kalan mirastı halı. Ama artık o yok. Bu dediklerim hem yerli hem de yabancı alıcılar için geçerli maalesef.

Halil Baloğlu – Carpet Art

Yabancı turistler bir şeyi alırken nasıl ve nerede üretildiğini araştırıp öyle gelirdi. Bizde ülke olarak üretimin en güzeli yapardık. Onlarda Türk Halısı lafını duyunca gerisini sormazdı. Bilirdi bu lafın aynı zamanda kalite olduğunu. Ama artık o üretimler yok. Çok az tezgahımız kaldı. Şuanda sattığımız el halılarının çoğu yenilenen, tamir edilen ve yeniden boyanan halılar. Son zamanlarda ülkemizde ve etrafımızda yaşanan sıkıntılar turizm sektörünü ve haliyle bizi olumsuz etkiledi. Bu yüzden turist sayısı azaldı ve gelen turistin kalitesi düştü. Bunlarda bizim satışlarımızı etkiledi. Şuanda biz de diğerleri gibi çoğunlukla makina halısı satıyoruz.

 

Celal Belli – Anatolian Halı&Kilim

Eskiden İstanbul’a gelen turist hediye olarak el halısı götürürdü memleketine. Ama bu dediklerimizin sayısı artık çok az. Her sektörün kendine has derneği var. Bu konuda koordineli çalışılmasını gerektiğini düşünüyorum. Bizim buraya sadece seçim zamanında hiç tanımadığımız insanlar geliyor. Onun dışında maalesef bir sürdürülebilirlik yok. Hereke’de, Kayseri’de, Uşak’ta, Isparta’da canlanma yok. Sorunun temeline inmeliyiz. El halısı üretimine teşvik edilmiyor. Dolayısı ile olmayan şeyi satamazsınız. Genç kızlarımızın dillere destan sanatı göz göre göre yok oluyor. Boyanın en değerlisi kök boyalar, en değerli yünler… Hepsi bu topraklarda. Bir halıyı 2 veya 3nesil kullanır. 40 yıl önce sattığımız halı bize tekrar tamire getirilir. Böylesine kaliteli ve değerli bir kültürü hep birlikte ayağa kaldırmalıyız. Bu konuda da herkes üzerine düşeni yapmalıdır.

Comments are closed.