Asırlardır süregelen bir gelenek: Eski çağlardan beri, insanlar sanat eserleri ve gündelik objeler üretmek için seramiği kullanıyor. İnsanlığın ve malzemenin ortak tarihi seramiğin potansiyelini vurguluyor. Çünkü, bugün malzeme hiç olmadığı kadar gelişmiş durumda.
Seramikten üretilen el yapımı tasarımlara yönelik belirgin bir trend mevcut ve en son moda konsept mağazaları aniden elle şekillendirilmiş ürünleri satmaya başladılar.
Milano’daki uluslararası mobilya fuarında, özel tasarım banyo üreticisi olan Duravit “Ormandaki Sanat” isimli Güney Afrika seramik sanatı merkezini görücüye çıkarıyor ve modern seramik tasarımlarının gelecekte nasıl görüneceğini gösteriyor.
Seramik, yeniden keşfedilen bir trend mi?
Bunun nedenleri hem kültürümüzden hem de çağdaş yaşam tarzımızdan kaynaklanıyor. Tıpkı söz konusu yiyecek olduğundaki gibi, tüketici ürünlerin nereden geldiğini bilmek istiyor. Ve insan eliyle yapıldığı gözle görülür bir biçimde belirli olan daha kaliteli olarak değerlendiriliyor ve daha fazla değer görüyor. Seramiğin birçok çarpıcı özelliği bulunuyor çünkü ham maddeleri doğaları gereği eşsiz, hijyenik, son derece dayanıklı ve sürdürülebilir. Şimdiye kadar bulunan en eski seramik en az 24.000 yıllık. Günümüzde seramik, tabaklar, bardaklar ve ekstra keskin bıçakların yanı sıra, seramik dolgular ve yapay kalça eklemleri, araba bujileri, yüksek gerilim hattı izolasyonunda ve uzak mekiklerinin ısı kalkanlarında kullanılıyor.
Seramik banyolar için de vazgeçilmez bir hale gelen yüksek-performanslı bir malzeme. Bu alandaki teknoloji ve kalite standartları oldukça gelişti ve ham madde seçiminin yanı sıra, ultramodern kaplama ve yüzey işleme tekniklerine de uygulanıyor. Duravit banyo seramiklerinin en son jenerasyonunda kil, kuartz, feldispat ve kaolinin dikkatli bir biçimde seçilen bir karışımını kullanıyor. Sonuncusu porselen yapımında kullanılan çok ince ve beyaz bir kaya ve oldukça değerli çünkü kaynakları sınırlı. DuraCeram® seramikleri özel olarak Duravit tarafından geliştirildi ve patenti alındı ve yalnızca 5 mm kalınlığa sahip oldukça ince duvarlı yüksek dayanımlı lavaboların üretilmesine imkân sağlıyor.
Ve uluslararası özel tasarım-banyo üreticisiyle, Güney Afrika menşeili “Ormandaki Sanat” arasındaki bağlantı sorusuna gelince. Bunun cevabı çalışma yönteminde yatıyor: Üretimde ve kullanımda sürdürebilirlik sunan ikonik nesnelerin üretimi için hassasiyet, beceri ve el işçiliği gerekiyor.
“Ormandaki Sanat” kapsamında sergilenen seramikler çağdaş renkleri ve şekilleriyle göz dolduruyor. Bir Güney Afrikalı olan Anthony Shapiro tasarım ve konseptten sorumlu ve her yaştan insana çömlekçiliği öğretiyor. Ve Shapiro’ya göre bu sunum için çok talep var. Çünkü akıllı telefona ihtiyacınız yok, bu sizi daha yavaş bir tempoda çalışmaya mecbur bırakıyor ve kendi ellerinizle çalışıyorsunuz. Seramiğin en önemli çağdaş yaşam tarzı hareketleri ile bağdaşmasının sebebi de bu: Bir şeyler ekmenin ve Hobi Bahçeciliğinin cazibesi ve el işçiliğine geri dönüş.
Shapiro ve merkezi aynı zamanda seramik sanatı çalışmalarında Cape Town’daki yoksul çocuklara da yardımcı oluyor. Çocuklar ve genç bireyler kendilerini gelecek kariyerleri için daha iyi hazırlamak adına “Light from Africa” Vakfı’ının bir parçası olarak kendi yaratıcılık potansiyellerini keşfediyorlar.
#Duravit #DuravitSalone #seramik