Geçtiğimiz yıllarda büyük yatırım yapan Plato Halı, ihracat oranını 2024 sonunda %70’e çıkartacak.
2014 yılında Gaziantep’te kurulan Plato Halı, hem iç piyasada hem de yurtdışında çalışmalarına hız verdi. Dijital ve kaymaz taban halılara olan ilgi gün geçtikçe artmaya devam ederken, 50 yılı aşkın tecrübesi ile bu sektörde bulunan marka 10. yılında hedeflerini büyüttü. Zevk ve tercihlerin hızlı değişmesi, E-Ticaretin hız kazanması ile bu ürünlere olan talebin arttığını söyleyen firma ortağı İbrahim Oduncuoğlu, yeni koleksiyonları ile önümüzdeki dönem hem ihracatta, hem de iç piyasada büyüyeceklerini açıkladı.
Plato yeni yıla Soft, Vitrin ve Oppo ile giriyor
Yeni koleksiyonları hakkında bilgi veren Oduncuoğlu şunları söyledi: “Yeni koleksiyonlarımızla 2024’e iddialı bir giriş yapıyoruz. Soft, Vitrin ve Oppo kaliteleri iç ve dış piyasada adından söz ettirecek. Ar-Ge çalışmalarını tamamladığımız bu ürünlere ilgi şimdiden fazla. İç piyasada çalışmaya devam ettiğimiz bayilerin yanı sıra yurtdışında da etkili olmaya devam ediyoruz. Yenilikçi üretim anlayışı ile yeni ürünleri üretmeye devam edeceğiz.
Hedef %70 ihracat!
Şuanda üretimin %40’ını ihraç ettiklerini söyleyen firma ortağı İbrahim Oduncuoğlu, ihracat hedeflerini şu şekilde aktardı: “Biz geçen yıllarda yaptığımız yatırım sayesinde şuanda üretimimizin %40’ını ihraç ediyoruz. Hedefimiz bu rakamı 2024 yılı sonunda %70’e çıkarmak. Özellikle Oppo koleksiyonumuzla ihracatta adımız bilinecek. Halıya bu marka ve modellerle farklı bir bakış açısı katmayı hedefliyoruz. Özellikle yeni girdiğimiz Amerika pazarının haricinde İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde ihracat etkinliğimizi daha da arttıracağız.”
Çalışma disiplini ve kalite anlayışlarının her zaman en üst seviyede olduğunu söyleyen Oduncuoğlu, sözlerini şu şekilde sonlandırdı: ”Plato Halı olarak vizyonumuz gereği her zaman kendisine yeni hedefler belirleyen ve bu hedefler doğrultusunda ilerleyen bir firma konumundayız. Her zaman olduğu gibi kalitemizden ve kurumsal kimliğimizden ödün vermeksizin çalışıyoruz. Belirlediğimiz hedefler bizi hem hırslandırdı hemde heyecanlandırdı. Böylece her gün bir adım daha ileriye gitmemiz gerektiğini, gelişen ve değişen dünyaya senkronize şekilde hareket etmemiz gerektiğini biliyoruz.“
